|
ECE AĞIRTMIŞ, MELİH ÇEBİ, EYMEN AKTEL, ECEM YÜKSEL, HAZAL ÖZGÜR, BURAK ATA
8 ŞUBAT - 29 MART
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.
“Yerçekimli Karanfil”, yalnızca eserlerin toplamı değil, aynı zamanda bir araya gelişin, kesintisiz bir diyaloğun, ortak bir hissiyatta buluşmanın ürünü. Sergi, bir dönemin, bir ruhun, ortak bir dünya fikrinin yansımalarını taşıyor. Birbirine bakan, uzaktan da olsa takip eden, takdir eden, kimi zaman yapıtlara yapıtlarla yanıt veren sanatçılar bu sergi kapsamında bir araya geliyor. Ece Ağırtmış, Eymen Aktel, Burak Ata, Melih Çebi, Hazal Özgür ve Ecem Yüksel’in çalışmaları bu sergi kapsamında ilk kez yan yana geliyor.
Sanat, sanatçıya ne kadar kişisel gelirse gelsin, zamanının estetik algılarından, sanatçının içine doğduğu ideolojilerden kopuk olamayacağı için, her zaman politik ve toplumsaldır. Bir grup olarak tanımlanamayacak ancak bir kuşak olarak ele alınabilecek bu sanatçılar, kullandıkları renk paleti, tezatlıkları sunma biçimindeki yaklaşım, sosyal medya ve tüm yeni teknolojilere aşinalık kadar eleştirel yaklaşım, toplumsal bilinçdışı ve dil öncesi dünyaya ilgi, yüzeysel gibi görünen anların sakladığı derinliği anlamaya yönelik çabalarıyla birbiriyle konuşan işler sunuyor.
Bu sergi, sanatçıların kendi dünya algılarını birleştirerek yeni bir kolektivitenin şekillendirdiği bir alanı temsil ediyor.
Ece Ağırtmış çocukluk anılarından ve oyuncaklarından ilham alarak gündelik hayatı ve yaşamın sıradan görünen olağanüstü anlarını ahşap malzemelerle ve renklerle harmanlar. Erken yaşlardan itibaren çeşitli resim teknikleri ve doğal malzemelerle yaptığı denemeler, onun sanatsal yolculuğunun temelini oluşturur. Ahşabın doğallığı ile plastik oyuncakların yapaylığını birleştirerek hem doğallığı hem de yapaylığı eserlerinde çarpıcı bir şekilde sunar. Ağırtmış, eserlerinde mizahı ve gözlemciliği bir araya getirerek, ahşap eserleriyle izleyiciye nostaljik bir tanıdıklık hissi uyandırmayı hedefler.
Eymen Aktel'in sanatsal yaklaşımı, estetik ilhamını mağara resimleri ve antik kompozisyonlardan alır, hiyerarşi ve sınıfsal çatışmalar gibi sorunları primitif bir dille anlatmayı tercih eder, çömlekler, ham tuval bezleri üzerine tanıdık gelen bir paletle resimler yapar. Eski çağların ifade biçimlerini kullanarak, günümüzün geçici problemlerinin ötesinde, insanlığın süregelen evrensel meselelerini betimlemeyi amaçlar.
Burak Ata’nın eserlerinde otobiyografik dönüşümlerinin izlerini sürülürken kendisini mütevazı bir şekilde geçirgen bir noktaya konumlandırarak, kişisel ve günlük hayatının gelgitlerini kaydediyor ve aktarıyor. Erken Rönesans resmine olan hassas ilgisi sayesinde, eklektik bir mizah ve ince bir eleştiri taşır. Resimlerinin grameri soyut olmakla birlikte, konuları yorumlama biçimi figüratif unsurlar içerir. Genellikle mekansal bir ağ içinde eriyen, mekanın ağırlığıyla ezilen veya arka plana itilen figürler görürüz. Mimari bileşenler veya mekansallık hissi sağlayan herhangi bir unsur, yapısal ve kültürel olanı temsil eder.
Melih Çebi dijital çağın ve tüketim toplumunun insan üzerindeki etkilerini sorgulayarak bireyin kimlik arayışını işlediği kompozisyonlar üretir. Eserlerinde renkli ve neşeli bir yüzeyin altında, derin ve eleştirel bir ton sezilir. Kendi yaşam tecrübelerinden ve çocukluk anılarından yola çıkarak karakterler ve hikayeler oluşturur. Çebi eserlerinde hem kişisel hem de toplumsal krizleri, absürt durumları ve varoluşsal sorgulamaları mizahi ve sarkastik bir dille ifade eder.
Hazal Özgür’ün çalışmaları Freud’un “okyanus hissi” olarak kategorize ettiği kavramı keşfetmeye odaklanır. Sanatsal pratiğine ilk başladığı günden beri “Dil” meselesi üzerine kafa yoran sanatçı, işlerinde çektiği fotoğraflardan da yararlanır. Soyut ve figüratif bir görsel anlatımla masalsı bir alemin kapılarını aralar.
Ecem Yüksel eserlerinde manzaralar, figürler ve etrafındaki insanların, hayvanların ve nesnelerin anlık görüntülerine odaklanır. Erişilebilir görüntüleri manipüle ederek kendi bakış açısını oluşturmayı amaçlar ve seyirci olma ve taraf tutma kavramlarını işler. Çeşitli resim tekniklerinin yanı sıra heykel, baskı ve sanat kitapları üretir.
Belli bir tema üzerinden değil, çeşitli dilsel ve sanatsal yaklaşımlar üzerinden ortaklaşan 6 sanatçının çalışmaları, doğrudan konuşmadığında bile yan yana oluşlarıyla ilham ve dayanışma duygusu uyandırıyor. Birbirlerine ilham veren/ilham alan, aynı dili konuşmanın getirdiği güven duygusunu hem hisseden hem hissettiren sanatçılar, bu sergi vesilesiyle bir kuşağın ortak duygu ve yaklaşımlarını görünür kılıyor.
Yerçekimli Karanfil başlıklı grup sergisi, 8 Şubat- 29 Mart 2025 tarihleri arasında PİLOT Galeri’de görülebilir.